Doom: The Dark Ages geldi!

Geldi, geldi, geldi! Sonunda geldi! Çıkacak mı, ne zaman çıkacak derken geçen sene duyurulan Doom: The Dark Ages artık sonunda bizlerle!

Gerçekten özlemişim. Birkaç saat oynayabildim ve devam etmek için sabırsızlıkla bekliyorum. Eternal’ın akışkan ve platform oynanışı yerine daha oturaklı bir Slayer ve daha medieval bir ortam seçmeleri beni çok mutlu etmişti fragmanları izlediğimde. Birkaç saatin ardından söyleyebilirim ki, evet. Her yerde “bir tank gibi” hissediyorsunuz benzetmesini duymuştum ama harbiden ya bir tank gibi hissediyorsunuz.

Double jump yok. Zırhınız ortama uygun ağır metallerle kaplanmış. Kalkan mükemmel bir eklenti. Yeni gelen silah ve upgrade sistemi biraz sığ başlasa da merakla nasıl açılacağını beklemekteyim. Doom 2016 ve Doom Eternal’ı çok seven biri olarak, The Dark Ages’i bitirince umarım düşüncelerim değişmez. İncelemeler tahmin ettiğim gibi 85/86 bandında geldi. Göreceğiz, ben kaç vereceğim bakalım.

Özetle şimdilik durum şöyle. Tema mükemmel. Karakter ve oynanış gayet yerinde. Tok ve doyurucu vuruş hissi ve kontroller. Performans, klasik idTech, akışkan. Hikayeye önem ve ara sahneler, gerçekten gerekliydi artık. Oldukça yerinde şu an onlar da. Müzikler beni çok korkutuyordu. Mick Gordon’un Bethesda ile yaşadığı problemler sonrasında yeni gelen Finishing Move isimli ekip acaba güzel bir soundtrack yapabilecek miydi? Örnek birkaç Mick Gordon efenim:

Şimdi de Finishing Move’un en iyi şarkısını dinleyelim:

Gerçekten başarılı, özellikle ana riff çok akılda kalıcı. Ama benim için halen bir Mick Gordon değil maalesef. Adamın elinden çıkan parçalar o kadar ikonik ki yıllardır, kolay kolay kimse bu konuda yetişemez ona. Göreceğiz ama bakalım.

Tamamlayıp incelemeyi yazarken daha detaylı bahseceğim. Bu aralar da oynasam mı yazsam mı bilemiyorum. Gerçekten yoğun bir iki ay geçti ya. Biraz yavaşlasak mı?


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Kalkanlar devrede!