Aslında teknik olarak dün çıktı. Ve yine aslında teknik olarak uzun bir süredir yapımcı ve yayıncı Tempo’nun kendi launcher’ı üzerinden oynanabilir durumdaydı. Amaaaa, Steam’e yeni geldi! Dolayısıyla benim için de yeni çıktı oyun.
Kripp
Efendim Kripparian ya da namı diğer Kripp, benim en çok sevdiğim yayıncılardan uzun yıllardır. Kendisi samimi ve aynı zamanda dobra halleriyle çok hoşuma gidiyor. On yılı aşkın süredir sanırım kendisini takip ediyorum. Diablo 3 World First Diablo Kill On Hardcore Inferno videosundan tanıdım kendisini ve o zamandan beridir takipçisiyim. Dönem dönem ağır Kripp periyotlarım da oldu. Özellikle meslek hayatımın ilk yıllarında otobüste ve kahvaltılarım sırasında sürekli kendisini izliyordum. Hearthstone Battlegrounds yayını yaptığı dönemlerdi ve fena sarıyordu.
Kendisi birkaç sağlık problemi yaşadı ve hardcore oyun hayatını biraz geride bıraktı. Daha chill ve az efor gerektiren oyunlar oynuyor uzun bir süredir. Bir yılı aşkın süredir de bu profilde bir oyunun içeriklerini üretiyor. The Bazaar. Artık nasıl bir para verdilerse Kripp’e adam resmen oyunun yüzü gibi bir şey oldu. Ve gördüğüm kadarıyla bu maddi ilişkinin arkasında gerçekten zevk de var. Kripp oyunun gerçekten iyi olduğunu düşünüyor ve zevk alarak oynuyor belli. Bu yüzden bu oyunun biraz daha zenginleşmesini ve Steam’e gelmesini iple çekiyordum.
Tempo
Geliştirici firma Tempo isim olarak çok tanıdık geliyor çünkü aynı isimde e-spor takımları ve meta build yapan siteler falan var. Biliyorum alakaları yok bu arkadaşlarla onların ama işte yine de isim benzerliği bir sempati uyandırıyor. Firmanın fiyat politikası ve iletişimdeki sıkıntılarının çokça eleştirildiğini görüyorum Reddit’e falan baktığımda. Hoş şeyler değil özellikle bu tarzda bir oyunun güven üzerine playerbase’i ile bir ilişki inşa etmesi gerektiğini düşünürsek, business anlamında da hiç mantıklı değil. Steam’e geliş, F2P modelden paralıya dönüş, battle pass ve ek heroların parayla satılması falan. Biraz karışık burası. Birkaç video izledim ve bol bol yorum okudum. İnsanların hepsi bu yöntemlerin çok adil olmadığını söylüyor fakat hepsi oyunun çok ama çok iyi olduğundan da bahsediyor. Meta ve build çeşitliliği, roguelike yapısı, müzik/animasyon/seslendirmeler falan hepsi çok övülüyor. Sırf bu yüzden ben de 3 günlük özel bundle’ı, $10 gibi bir fiyata satın aldım. Bakalım birkaç saat sonra ne düşüneceğim. Ayrıca bu paragrafta tam dört adet “falan” kullanmışım.
Yorum
Üç gün sonra gelen edit ile karşınızdayım. İmdat, bırakamıyorum!
Oyunu bir günde yaklaşık on saat kadar oynadım. Yaşam fonksiyonlarım ve hayatımın da bu gün içerisinde olduğunu düşünürsek bunun ne kadar yüksek bir sayı olduğunu fark edebiliriz.
Monetization konusunu şimdilik bir kenara bırakıyorum. Genel olarak oyun hakkında fikirlerim ise, bunun gördüğüm en iyi auto-battler (deck) game olduğu yönünde. Uzun süredir bende bu kadar “one more turn” isteği uyandıran başka oyun olmamıştı. Hatta bunu aştığımı bile düşünüyordum. İradem güçlü değilmiş. En azından The Bazaar bunu kırmayı başardı.
Oyun sanat tarafında mükemmel zaten. Client’ın birebir mobil portu olması dışında hiçbir şikayetim yok. Her şey düzgün çalışıyor ve oyun içi akış mükemmel. Polish seviyesi gerçekten üst düzey. Bu da oynarken aldığınız keyfi çok artırıyor.
Her kahraman kendi özel kartları ve yetenekleri ile geliyor. Bunlar da o kadar çeşitli ki tam kafa yemelik. O kadar fazla kombinasyon ve olasılık var ki yüzlerce saat oynamanın mümkün olduğu şu an bile çok belli. Oyunun level atlama ve PvE/PvP hibrit yaklaşımı da gerçekten dahiyane. Hearthstone’daki tüm problemleri çözüyor. Idle kalmak mümkün. Uzunca düşünmek mümkün. Build denemek mümkün. O kadar esnek hissediyorsunuz ki tam bir “dad” game yapmışlar fakat hızlı oynamak isteyenlerin de elinden hiçbir şey almadan.
Gece/gündüz döngüsü, kart tipleri, hasar türleri falan her şey o kadar uyumlu çalışıyor ki bir de. Doğru bir build yapınca aldığınız zevk bambaşka oluyor. Şu an yedi galibiyet alarak en fazla silver olabildim. Ama birinci olmasam bile gelen ödüller tatmin edici. Hemen elenmeniz de mümkün değil bu hibrit yaklaşım yüzünden. Oyun bir de dibe vurmanız durumunda size son bir şans bile veriyor bonuslar sunarak. Bu da sizi oyunda tutuyor ve comeback bile yapmanıza imkan sağlıyor. Diyorum ya, moral bozan veya çalışmayan ne varsa bir çözümünü bulmuşlar. Daily progression ve quest’ler de çok rahat tamamlanabiliyorlar. Birazdan monetization’dan bahsedeceğim ama şu anki halini eğer ellemezlerse, gerçekten beni oyunda tutmayı başarabilirler uzun bir dönem.
Özetle The Bazaar, şu an türünde en iyisi. Ne yaptığını bilen, cilalanmış ve gerçekten iyi çerezlik oyunları özlemişim.
Monetization
Geliştiricileri karşıt fikirlere ve eleştirilere açık olmayan egoist insanlar gördüğüm kadarıyla. İnsanları Reddit ve Discord’dan sürekli olarak banlıyorlarmış. Ortaya koydukları oyun gerçekten vizyon ve tutku gerektiriyor. Fakat PR ve Marketing takımlarının çok daha mantıklı ve tutarlı davranması lazım. Oyununun kitlesini çok negatif şekilde etkilemişler ve Steam üzerindeki incelemelerin hemen hemen hepsi ya monetization ya da bu konudan dolayı negatif yorumlar içeriyor. Onlar olmasa gerçekten %95 üzerine bir skora çok rahat geleceklermiş.
Oyunun F2P, Battle Pass ve şimdi de buy-to-play modeline geçişi çok konuşuluyor. Önceki modellerde para kazanamadıkları veya şirketi kötü yönettikleri için bu kazancı artırmaları gerektiği belli. Finansal olarak çok problem yaşamışlar ve bunu dengelemeye çalışıyorlar. Ama community’yi ve özellikle founder’ları mağdur ederek bunu yapmaları gerçekten çok sinir bozucu. Dediğim gibi çoğu Steam negatif incelemesinin de sebebi bu. Yoksa gerçekten oyun üzerine yazılan incelemelerin hepsi olumlu. Öyle iyi bir oyun, evet.
Şu anki model bu arada pahalı olsa da benim gibi F2P olaylara karşı olan biri için çok daha ideal. Her çeyrekte yeni karakter geliyor, alıyorsun ve aynen oyuna devam ediyorsun. Bölgesel fiyatlandırma da devam ederse $20 yerine $10’a karakter alacağımızı düşünürsek bu çok daha iyi oluyor. Ha bölgesel fiyatlandırmayı kaldırırlarsa o zaman işte hoş olmaz.
Umarım çok daha fazla oyuncu sayısına ulaşır The Bazaar. Gerçekten uzun süre sonra beni o Hearthstone dönemlerime döndürdü. 2014’te yaşayan gencecik bir gamer’ım sanki. Bu yeni bağımlılık için teşekkürler ve lanet olsun sana Tempo.
Bir yanıt yazın