Coreborn AKA Cboy, CoreFat veya Coreborno. Kendisi yirmi yıldan fazla zamanını oyunlara vermiş kadim bir geek. Efsaneleri dilden dile anlatılmaz, çok da bi’ efsanesi yoktur zaten. Ama varlığı -zaman zaman- yeter. En azından kendisi öyle düşünür, mutlu olur.
Kendisine ait hatırladığı anıları genelde ailesi ve dostlarıyla alakalıdır. Sevdikleriyle zaman geçirmeyi çok sever. Geriye kalan anılarının çoğunluğu da oyun oynarken edindiği o müthiş anlardan ibarettir. Oyunların her şeyini sever. Tasarımlarını, karakterlerini, hikayelerini, oynanışlarını, müziklerini. Başta Blizzard oyunları olmak üzere onlarca seriye kalpten bağlıdır. Hepsi hakkında saatlerce konuşabilir. Sega, Atari, Nintendo, Playstation, Xbox, PC (Steam, hail GabeN) ayırt etmez, hepsinde ne varsa jenerasyon jenerasyon oynar, öğrenir, gelişir. Konsolları parça parça eder, sıfırdan toplar. PC montajı en sevdiği şeylerden biridir. Tüm donanımlara ve onların tarihçesine hastadır. Fiziksel medyayı çok sever, her ne kadar artık mümkün olmasa da az biraz oyun ve dergi koleksiyonu yapar. Oyun ve oyun ekosistemine hasta olduğu kadar tarihine ve mirasına da hastadır. Boş zamanlarında oyun videoları ve belgeselleri izler. Yazılar ve haberleri okur. Oyun pazar ve fiyat takibi yapar. Kendisi WoW veya PoE2 gibi bağımlılık yapıcı ARPG ve MMORPG oyunlardan uzak tutmak için çaba harcar. Veya eskiden oynadığı ve onda yer eden oyunları tekrardan bir kere daha oynamamak için kendini zor tutar. Yeni tecrübelere açıktır fakat nostaljiden de uzak kalamaz.
Oyunlar dışında müzik dinlemeyi ve dizi/film izlemeyi çok sever. Popüler kültürden uzak kalamaz, dünyaya yetişmeden duramaz. Deneyim etme zorunluluğu ve kültürel fomo etkisindedir. Sitcom’lar en sevdiği dizi türleridir ve birçok sevdiği diziyi üçer dörder kez baştan izlemiştir.
Kendisini rahatlatmak ve dünyaya hatıra bırakmak için bu blog’u açmıştır. Fikirlerini, incelemelerini ve sadece minik bir topluluğun ilgi çekici bulduğu fun fact’leri burada paylaşmaktadır.